M. Taha İnci - Kültür Yazıları

Japonya'da binlerce kişinin Müslüman olmasına vesile olan Nimetullah hocayı en son 16 yaşımdayken görüşmüştüm ve o zaman tanışmıştım. Uzun saçlı ve atik adam. Tam bir Müslüman.  Nimetullah Hoca Konferanslarında yüzlerce insana, “Bu iki kelime bütün dertlere devadır” deyip Kelime-i Tevhidi söyletiyor. Otobüste, trende, istasyonda tanıştığı her insana “One, kul la ilahe illallah, all problem finish” diyorr ve İslam Merkezi’nin telefonun yazdığı bir kâğıt uzatıyor. Tokyo'da baya tebliğ yapmış ve merkeze gelip gittikçe birçoğu da İslam’la şerefleniyor. Nimetullah hocanın en sevdiğim hatırası şudur: Tramvay durağında beklerken İngiliz bir bayan dikkatini çeker. Yanına yaklaşır, tanışırlar. Ona “Kul La ilahe illallah, all problem finish” der ve İslam Merkezi’nin numarasının olduğu bir kitap hediye eder. Onu İslam’a davet eder ve oracıkta “Ravza” ismini verir. Ayrıldıktan sonra ciddi sıkıntıları olan İngiliz bayanın zamanla sıkıntıları biter, daha sonra tesettüre ...

Üçüncü sınıf ülke dedikleri yer, harikalar cenneti. Taa uzaklardan bir ülke. Asya taraflarından... Kamboçya. Dili Kmerce. Genizden konuşulan bir dil. Kızıl Kmerler tarafından 3 milyon halk pirinç tarlalarında öldürülmüştü. Bugün oranın halkı Budist ve geçmişini bilmiyor. Müslümanlar da var ve kuran öğretilen mekanlar... Oranın yaşlıları eskileri hatırlıyor ama sadece bu kadar. Bu arada et yok orada. Fındık fareleri parayla satılıyor. Müslümanlar kurban kesince izliyor oranın halkı ve yiyen yiyor. Zeytini ağızlarına almamışlar hiç. Tuz, şeker ve un hiç mi hiç yok. Tropikaller cennetinde şişman ne gezer. Orada muhtemelen aç kalıp ölebilirim ama onlar yıllarca sağlıklı yaşayıp sağlıklı ölüyorlar. Camiler mermer ve yalın ayak giriliyor. Ağaçtan evler ve nemsiz ortam... Motorlarda tebliğci kızlar var... Çok uzak değil bu ülke, hemen şu unutan hafızamızın kenarında. M Taha İnci

Otuzu aşkın eserle ve kalabalık bir talebe topluluğla hayata veda eden Sâmiha Ayverdi'nin kaleminden çıkan "Yeryüzünde Birkaç Adım" adlı eseri gezip gördüğü toprakları bizlere öğreterek yeni bilgilerle anlatıyor. "Bu dünya, yalnız bir hoşça vakit geçirip gülüp eğlenmek, ya da, gece gündüz çalışıp didinmek için gelmemiş olan insanoğlu, bu ikisi arasında muvâzene temin edemedği takdirde, birinin veya diğerinin ağırlığı altında ezilmeye mahkûmdur" sözleriyle de bizlerin bu dünyada kalıcı meşgaleler edinmek yerine yarın ölecekmişiz gibi yaşam sürmemiz gerektiğini dile getiriyor. İnsanoğlu kendi yaşadığı yerden hariç dışarıda neler olup bittiğini hep merak eder. TV'lerde gösterilen yerler aslında bildiğimiz yerler değil. Bizzat görmemiz gereken yerleri hep suyun dışındaki bardağa dokunup suya ulaştım dercesine uzaktan bakakalıyoruz. Peki, bir de ulaşanların gözlerini görmek? Elbette yok sayılacak cinsten değildir. Hürmet ve saygıyla dinlemek bizler için ...