Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni dünya görüşü ve fikir düşmanları

Resim
Toplumları teşkil eden ahlâkî kuralların yaşanabilirliği için “yeni dünya görüşü” şart. Yoksa “elbet bir Musa çıkar” tesellisi altında yatmanın şapşallığı devam edecek. Herkes birinin bir şey yapmasını bekleyecek. Biri de demez ki, “Nerede bu katliamları ve rezillikleri durduracak nizam, sistem, görüş?” Varsa yoksa sömürü analizi, ölü istatistiği... İslâm coğrafyasının muhtelif bölgelerinde idam edilen Müslümanların ardından atılan sloganlar... “Kudüs’ün özgürlüğü” bilmem neyden geçer gibi safsatalar... “Mursi yanındayız” gibi rezillikler... İçi boşalmış sloganlar fikirsizliğimizin aynadaki aksi... Meselemizin ne olduğunun farkına varmamamız adına önümüze servis edilen günübirlik ve maksatsız uğraşlarla zamanımızı bozuk para misali fütursuzca harcıyor, neticesinde sadece problemlerimize yeni problemler ekliyoruz. Oysaki “Müslüman çağından mes’uldür” ve bugün cemiyette meydana gelen arazların tümünden dolayı fert fert mesuliyeti üzerimize alabilmeliyiz. Bu tavrın ortaya çıkması çağın...

Avrupa'nın barbarlığı

Bir medeniyet tasavvur edin; adı “medeniyet” olmasına mukabil medeniyet olabilme şartlarının hiç birini layıkıyla yerine getirememiş, insan ve toplum meselelerinin hallinde ortaya çözüm koyamamış olsun. Ve bir de kendisini “medeni” olarak addedenlerin, insan yerine bile koymadığı dünyanın geri kalanını medeniyet dışı, barbar olarak nitelediğini… “Barbarlık” dediğimizde hiçbir harfin boşa gitmediğine kâni olduğumuz Batı, yüz yıllardır işkencelerle ve türlü türlü zalimliklerle ayakta kalmayı başarmıştır. Büyük Doğu Coğrafyası’ndan Uzak Doğu’ya, Baltık denizinden Ümit Burnu’na kadar uyguladığı vahşet ortada… Ortadoğu’yu arka bahçesi olarak kullanan, Afrika’yı kendisininmiş gibi görüp Afrikalıyı köleleştirilmesi gereken hayvanlar olarak algılayan ve insanların iliğini kuruturcasına sömüren emperyalistler, tüm bu yaptıkları yetmiyormuş gibi, bir de bu vahşetleri ekranlara film olarak döküp kendini masum göstermeye çalışıyor. Afrika’dan getirilen yüzlerce aç insanı Paris’te etrafı...

Wikileaks: Beşinci Kuvvet yahut Algı Operasyonu

Resim
4 Ekim 2006’da Julian Assange ve Daniel Domscheit-Berg tarafından Wikileaks (sızıntı) isimli bir site kurulur. Yayına başlamasından dört yıl sonra 29 Kasım 2010'da yayımladığı diplomatik belgelerle dünya çapında ses getiren, kaynaklarının gizliliğini koruyarak hükümetlerin ve diğer organizasyonların hassas belgelerini ortaya çıkaran bu sitede, ABD’deki tüm yolsuzluklar teker teker ortaya çıkarılır. Diğer taraftan Amerika’nın kirli tezgahları ve Ortadoğu’da yaptığı katliamlar da bir bir ifşa edilmiştir. İşledikleri savaş suçlarının kamuoyunda infiale sebep olmasından mütevellit üst düzey devlet adamlarının hedefi haline gelirler. Wikileaks, artık dünya çapında duyulmuş ve meşhur olmuştur. Her türlü belge de ellerine ulaşmaktadır. Ortaklardan Julian, ellerine geçen binlerce belgeyi bir gün kontrol etmeden yayımlamaya karar verir. Yani ülkede dönen tüm dolapları ifşa edecektir. Julian, belgelerin yayımlanmasıyla, özgürlüğün sadece Amerika’nın elinde olmadığını, adaletin ve in...

Büyük Muztaribler -Düşünce Tarihine Bakış-

Resim
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'nun kaleme almış olduğu bu eser, Doğu'dan Batı'ya, Batı'dan Doğu'ya esen rüzgarları topluyor. Doğu'nun ve Batı'nın cins kafaları, düşünürleri bir düşünce, yeni bir fikir oluştururken aynı zamanda bir medeniyet de inşa ediyorlardı. Geleneksel kültürümüzde ve Batı klasiklerinde bu durum göze çarpar. Batı Rönesans’ını gerçekleştirdiğinde sanatta, ilimde, fende, matematikte, astronomide, tıpta ve sair mevzularda kendini geliştirmeyi başardı. Elbette Müslümanların bu gelişimleri daha önceydi ve İslâm ahlâkı ve kültürü bu medeniyetin inşası için etken konumdaydı. Batıda medeniyet gelişirken beri yanda İslâm aleminde medeniyet kaybolmaya yüz tuttu. Batı'daki emperyalizm ve Müslümanlardaki uyuşukluk ve sindirilmişlik, kültürlerin silinmesini de beraberinde getirdi. Batı'nın asırlar öncesinde Endülüs, Sicilya ve Filistin'deki Müslümanlarla teması neticesi aydınlanıp aldığı “bilgi” gıdasını hazmettikten sonra dönüp aynı...

Terazi Hassasiyeti Nereye Gitti?

İnsanı kandırmanın en gelişmiş hâlini şu zamanda net bir şekilde yaşıyoruz. Eski insanlardan daha çok bilgiye sahip olmamıza rağmen (işlenmeyen bilgi) nedense ileri teknolojinin o dışı güzel görünen tarafına aldanıyoruz. İnanmak için artık bir çabamız da yok. Gözümüzün önüne gelen şey, doğrudan bilinçaltımızda yerini buluyor ve binasını oraya dikiyor. Evet, birileri bizleri kandırıyor. Kurnazlık yapıyor. Müslüman kardeşini aldatıyor; bunun ismi de ticaret oluyor. Zamanında Batı’da “Kişisel Gelişim” diye bir ahlâksızlık furyası çıktı. İnsanın kişiliğiyle, fıtratıyla, özüyle, karakteriyle oynadı. “Hızlı koş”, “Onun önüne geç”, “Ezmezsen ezilirsin”, “İkinci olmayı kabul etme”, “Pusuda bekle”, “Sakın güvenme” gibi söylemlerle dayanışmacı insan ruhunu tahrib etti. Batı’da yaygın olan bu hastalık çeşidi almış başını gidiyor. Her şeyin hızlısı, her şeyin makinesi, her şeyin kolay tarafı Avrupa’da insanı insandan uzaklaştırmış makinelere esir etmiştir. Çabuklaştırılmış şeylerle ruhu arka plana...

Ta’lik Sanatı

Resim
Şiirsel özelliğe sahip olan Ta’lik, 14. asırdan günümüze kadar gelmiş ve hattatlar eliyle yaşatılmaya çalışılmış bir hat çeşididir. 14. asrın ikinci yarısından beri kullanılmış ve İran'da Nesta’lik adıyla anılan Ta'lik, İran’ın Nesta'lik üstadı İmâdü'l-Hasenî (ö.1615) ve Azerbaycan'da Mir Ali gibi üstadlar ile ortaya çıkmıştır. Ta'likten önce İran'da pehlevi hat'tı kullanılıyordu. Daha sonra has bir karakterle Ta'lik’i geliştirdiler. İran’da ortaya çıkmış olan Ta’lik’e Osmanlı ta'lik'inin üslubunu ilk kazandırmış olan Hekim Başı Mehmet Refi Ta’lik üzerinde yeni bir terkib oluşturmuştur. 14. yüzyıla kadar İran tesirinde devam eden Ta’lik daha sonra Türklerin terkibleriyle yeni usûl getirilmiştir. Ta'lik harfleri köşeli, yer yer incelen kalınlaşan, ahenkli, eğimli ve kıvrımlıdır. Asmak, bağlanmak manalarına gelen Ta'lik, harekeden ve şekillerden soyutlanmış sade harfler, son derece ölçülü çanaklar, u...