Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü
Yazar-psikolog Gündüz Vassaf “Mostari” kitabında adeta kayboluyor.
Mostar’da yeniden dünyaya gelen yazar, kitabın bitiminde kendini oraya gömüyor.
“Mostar’da günlerim, aylarım, bir türlü ayrılamadığım Köprübaşında geçti. Anı notları diye yazmaya başladıklarım ayakta bekleyen bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüştü. Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprü’yü bekledim.”
Vassaf’da “Mostar” başka bir dünyadadır. Köprüyü seyre dalar. Çekinir, geriler. 10 gün boyunca köprüden karşıya geçmek istemez. Zamanla köprüye alışır ve köprünün duvarlarına sokuşturulan sigara izmaritlerini ve oyuklarda biriken yağmur sularını temizlemeye başlar.
Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü kitabı, Vassaf’ın not defterine aldığı yazılardan oluşmaktadır. Küçük notlar biriktikçe Mostar’dan başka âlemlere ayrılan bir köprü olmaya başlamıştır bile.
“Ben Köprü’yü sahiplendim, o beni zapt etti. Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı, duygularımı, düşünce ve hezeyanlarımı onunla paylaştım. Ta ki bir gün beni azad edene kadar.”
Vassaf, Mostar köprüsünün bekçiliğini yaparken yeni önyargılar edinmeye başlar; ama edindiklerini de teker teker yok eder.
Kitapda dikkatimi çeken ve beni Mostar’a doğru götüren şu kesiti sizlerle paylaşayım:
"Bosna haritası şeklinde, ağaçtan oyulmuş duvar saati aldım. Çalışmadı. Dükkâna gittim. Boş. Sahibi yok. Oğlu geldi. Mekanizma Çin malı. Tamir edecek. Adı zaim. "Otur" dedi. Şarkı söyledi. Sözlerini defterime yazdı. Yazısını okuyamadım. Tekrar yaz diyemedim. Annesi altı defa ameliyat olmuş. Şarapnel yaraları. Saati bıraktım. Yarın kahve içeceğiz."
Gidip orada bir Bosnalının şarkısında kaybolmayı diledim.
Neretva’ya sevdikleri için atlayan aşıkların hikayesine de yer veriyor Vassaf. Ve Köprüden geçenlerin kimler olduğunu zamanla çözüyor.
Mostar, Bosnalılar için ne ifade ediyor, bizler için ne? Vassaf bekliyor, duruyor, düşünüyor, görüyor yazıyor. Mostar, yazarın nefis muhasebesidir.
Aylık Dergisi 405. Sayı
M. Taha İnci
Yorumlar
Yorum Gönder