Mütefekkir'in Eczanesinden...
Mütefekkir
Salih Mirzabeyoğlu’nun İbda külliyatından okuduğum eserleri, sıra halinde kısa
da olsa anladığım minvalde özet olarak tanıtmaya çalışacağım.
"Mütefekkir’in mektebi, hekimin eczanesi gibidir. Oraya zevk duymak için
değil, kurtaran ıstırabı çekmek için gidilir” sözü mucibince o ıstıraba ortak
olmak, o fikir işçisinin derdiyle dertlenmek bâbından Mütefekkir’in eczanesinden
aldığımız birkaç eser ile giriş yapalım.
İktisattan
matematiğe, hukuktan siyasete, sanattan dil ve kavramlara, edebiyattan şiire,
felsefeden hikmetlere, Batı ve Doğu'dan, birçok meselelere kadar; tasavvuf
anlayışı ile her türlü mevzuuyu ele almış, Bilgehan Eren’in ifadelendirdiği ile
“kafa konforunu bozan” Mütefekkir’in 58 eseri de; düştüğümüz derin girdabın,
yaşadığımız keşmekeşin, gördüğümüz adaletsizliğin ve zulmün, içinden
çıkamadığımız kararsızlığın, “mesele”sizliğimizin, fikirde tembelliğimizin ve
vurdumduymazlığımızın karşısına dev bir kapı olarak “Büyükdoğu-İBDA”
anlayışıyla çıkıyor.
Üstad Necip
Fazıl, “Umulur ki, 15. İslam asrının yenileyicisi <İslam’da estetik>
planı başa alsın… Zîra güzellik, hesap ve kitap sordurmadan, yakalayıcı, zapt
ve fethedicidir” sözü üzerinden İbda külliyatının, yani Mütefekkir’in
eczanesinin girişinde de sanatın, zerafetin, ibdanın (estetik), inceliğin…
ölçülerini görüyoruz.
5 asırdır
gördüğümüz fikir yoksunluğunun karşısına, “İslam yenilenmez anlayış yenilenir”
anlayışıyla çıkmış ve “Cumhuriyet sonrası kavruk nesillerin ilk ciddi fikir
sesi”ni gerçekleştiren, sayhalaştıran, örgüleştiren bir Mütefekkir’in nedense
eczanesine uğramak isteyen yok. Öyle ki, diş ağrımızdan duramadığımız zaman can
havliyle koşarak hekimin eczanesine gittiğimiz gibi, fikirsizliğimiz ağrısını
dindirmek için Mütefekkir’in eczanesine gitmiyoruz!
Mütefekkir,
dağılmış ilmin toplayıcılığını yaparak, Hazreti Ali’nin “İlim bir noktaydı, onu
cahiller çoğalttı” sözünden yola çıkarak ilmi, tek bir alana topluyor. Yani bir
insanın resim bileceği gibi matematiği de, iktisattan anlaması gerektiği gibi
edebiyattan da anlaması gerektiğini vurgulayarak cahillerin ilmi çoğaltmasına
nazaran, Salih Mirzabeyoğlu ilim anlayışını 58 eserde bir araya toplamıştır.
Bana göre
hazine olan 4 kitabı sizlerle paylaşıyorum:
Yaşamayı Deneme:
Mütefekkir'in
diline aşina olmak babından ilk okunması gereken kitaplardan biri olarak
görüyorum Yaşamayı Deneme'yi.
Eserlerin
içinde farklı bir boyut taşıyan bu eseri, Mütefekkir'in "Ölüm Odası
B-Yedi" isimli eserinin 352. sayfasında geçen şu bahisten alalım:
"...18-20
yaşlarında yaşadığım ve 30 yaşlarında büsbütün kaybolmaktan o döneme ait bir
psikolojiyi ibtidaîliği ve safiyeti ile aktarmak üzere ele aldığım Yaşamayı
Deneme isimli romanım..."
"...O
roman, 30 yaşında artık hamile bir kadına 'doğurma, bekle!' denilemeyecek bir
yük hâlinde mutlaka yazılıp kurtulunması gereken bir mânâ ve bence bir tarih
tesbiti hevesini ifâde ediyor..."
"...Yaşamayı
Deneme, 'kadında kâinat muhasebesini hülâsa etme' cümlesinden olarak bugüne
kadar üzerine 57 cilt eser inşa edilmiş bir zeminin nakışı..."
Bunalımın ve
gayesizliğin içine düşmüş gençliğin hâlini “Yaşamayı Deneme” romanında kendi
gençliğiyle gösteren Mütefekkir, eseri için de şunları söylüyor:
"...Anlaşılması
gereken gençlik ruhundan kesitlerle, kurak bir iklime doğmuş nesillerin 'yeni
bir dünya görüşü' ihtiyacını, şu veya bu vesilelerle ortaya çıkan 'kim'lik
bunalımını ve toplumsal değerler kaosu içindeki yaşama savaşını, yazı türleri
çeşitleriyle ortaya koyan mektuplar; KİM’in romanı. Bir dönemin, toplayıcı
anten, fakat 'sentez'e uzak bir ruhta düğümlenmiş aksi... İşte YAŞAMAYI
DENEME!.."
Elif:
Resim
hikemiyatından resimdeki şiire, resmi okumaktan resimdeki müziğe ve renk
hikmetlerine, resimde yenilik yapan Paul Gauguin, Manet, Van Gogh, Toulouse
Lautrec, Renoir, Cezanne, Kandisky, Picasso, Mary Cassatt, Berthe Morisot,
Meurent... vs kişilerin hayatlarından sanatkârlıklarına, resimde estetik ve
estetik kavramı üzerinden güzele dair birçok mevzuyu ele alıyor Salih
Mirzabeyoğlu. Aynı şekilde Mütefekkir, sadece "resim"i anlatmıyor;
bizzat estetik ruhu ve düşünceyi, resim üzerinden misallendiriyor.
Bu eser
sadece resim yapanlara veya resme başlayanlara değil, hayatımızın her karesinde
sanatla iştigal eden herkesin okuması gereken bir kitab.
Mütefekkir
Mirzabeyoğlu’nun Elif eseri hakkında söylediği şu notu da düşelim: "Bir
uzman değilim elbette, hattâ iyi bir seyirci de. Ama bunun ‘Niçin’ine dair
söyleyeceklerim var ki, hem ressam, hem de münekkidlere bu çerçeveden çok şey
anlatsa gerek. Samimi edam, doğrudan doğruya resim sanatının kendine dair ufuk
açıcı terkibî hükümler getirmiş olduğumu da söyleme hakkı veriyor bana;
anlaması gerekenler anlayacak. Bunun dışında -ve asıl olarak-, hayatta damak
tadından başka bir zevk anlayışı olmayan genel insan coğrafyamıza, resim
zevkini ihtar etmek; resmi sevdirmek. Bu genel ifâdeyi, ‘niçin?’ ikazıyla
özelleştiriyorum; işte burada özelim."
Şiir ve Sanat Hikemiyatı:
Estetik ve
sanat üzerinden düşünce meselesini, "mesele"lendiren Mirzabeyoğlu,
idrak edilen sanattan da düşünme şekli ve meseleye ne şekilde bakmamız
gerektiğini vurguluyor. Sanatkâr olarak bakmak davası... Ardından estetikte
ahlak... Estetikte kavram... Estetikte ufuk... Estetikte şiir... Sonra şiir
estetiği... Şiirde kavram... Şiirde anlayış... Şiir...
Usul ve
Kapsam, Sanat Dalları ve Estetik Meseleler, Tenkid, Tahlil ve Tesbitler, Şiir
Hikemiyatı olarak 4 levhadan oluşturarak şiirde sanatın, sanatta şiirin
teşhisini bu teşhis üzerinden sanatta “anlayış”ımızın nasıl olması gerektiğini
gösteriyor.
Eserde
mevzunun ana gayesi olarak bir fikir veya sanat eseri ortaya koymak değil, bir
ruh ve anlayışı ortaya koymak olduğunu da ifade ediyor Mütefekkir.
Büyük Muzdaribler 1:
Mütefekkir,
düşünce tarihinin bizlere kaba ve salt, dar ve yalan bir tarihle anlatıldığını
dile getirerek geniş bir ufuk sunuyor 4 ciltlik "Büyük Muzdaribler"
eserinde. Büyük Muzdaribler 1. ciltte, İmam Gazali'den İmam Rabbani'ye ve
Muhiddin-i Arabi'ye, Goethe'den Dostoyevski'ye, Bergson'dan, Sokrat'dan
Eflatun'a, Doğu'ya ve Batı'ya nasıl bakmamız gerektiğine, Bergson üzerinden
seziş bahsine ve hikemiyata dâir meseleleri anlatıyor.
Mütefekkir'in
bu eseri, okullarda okutulması gereken ve üzerinde geniş çapta çalışma
yapılması gereken bir eserdir. Bu eser ile hem düşünce tarihine de bakış
ufkumuz değişecek hem de fikir adamlarının yaşadığı dünyayı başka bir
pencereden görmüş olacağız.
M. Taha İnci - Baran Dergisi
411. Sayısı
http://www.barandergisi.net/mutefekkirin-eczanesinden-makale,970.html
Yorumlar
Yorum Gönder