Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mütefekkir'in Eczanesinden...

Resim
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun İbda külliyatından okuduğum eserleri, sıra halinde kısa da olsa anladığım minvalde özet olarak tanıtmaya çalışacağım. "Mütefekkir’in mektebi, hekimin eczanesi gibidir. Oraya zevk duymak için değil, kurtaran ıstırabı çekmek için gidilir” sözü mucibince o ıstıraba ortak olmak, o fikir işçisinin derdiyle dertlenmek bâbından Mütefekkir’in eczanesinden aldığımız birkaç eser ile giriş yapalım. İktisattan matematiğe, hukuktan siyasete, sanattan dil ve kavramlara, edebiyattan şiire, felsefeden hikmetlere, Batı ve Doğu'dan, birçok meselelere kadar; tasavvuf anlayışı ile her türlü mevzuuyu ele almış, Bilgehan Eren’in ifadelendirdiği ile “kafa konforunu bozan” Mütefekkir’in 58 eseri de; düştüğümüz derin girdabın, yaşadığımız keşmekeşin, gördüğümüz adaletsizliğin ve zulmün, içinden çıkamadığımız kararsızlığın, “mesele”sizliğimizin, fikirde tembelliğimizin ve vurdumduymazlığımızın karşısına dev bir kapı olarak “Büyükdoğu-İBDA” anlayışıyla çıkı...

Salih Mirzabeyoğlu Konferansı İzle

Resim
"Adalet Mutlak'a Yaşanmaya Değer Hayat İçin" Konferansı, Haliç Kongre Merkezi'nde 29 Kasım Konferansın HD kalitesindeki diğer bölümleri de aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz: 1. bölüm: http://www.youtube.com/watch?v=nSlOYB0VgHk 2. bölüm:   http://www.youtube.com/watch?v=r9e8UG3Ltc4 3. bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=ByBzHnildK8

Prize Bağlı Yaşıyoruz

Ellerimizden dü ş meyen cep telefonları, tabletler, evimizin odalarını dolduran teknolojik aletler artık ya ş amımızın vazgeçilmezi halini aldı. Ş imdi telefonsuz, bilgisayarsız bir gün durabilen çok az. Ba ş ımız sürekli telefona e ğ ilmi ş vaziyette. Evet, prize ba ğ lı ya ş ıyoruz. Prizin yanına ihti ş am kurmu ş gibi yayıldı ğ ımız bu hayat bizi dapdaracık bir alana hapsediyor. Sosyal olayım derken asosyal olarak bir ömür gidiyoruz. Akıllı telefonlar çıktı ğ ından beridir ki ne aklımızı ne kalbimizi kullanıyoruz. Kendimizi bu aletlerin eline bıraktık. Aynı ş ekilde sanal medya ve sanal âlem de bizi kendi içine çekti. Orada dü ş ünüyor orada yatıp kalkıyoruz. Kendimizi burada idame ettirmeye çalı ş ıyoruz. Gerçek dünyadan ayrılı ş ımızın, yani ölmeden ya ş ayı ş ımızın faturasını a ğ ır ödüyoruz. Sanal alemlerde kendi rezilli ğ imizi had safhalara ta ş ıdık bile. Kimileri yedi ğ i yeme ğ i, kimileri ölmek üzere olan dedesini, kimileri ailesini. Yatak odalarına çevirmeyi ba ş ...

Belvedere filmi

Yönetmen: Ahmed Imamovic Ülke: Bosna Hersek Tür: Dram Vizyon Tarihi: 02 Aralık 2010 Dil: Bo ş nakça Oyuncular: Jasna Diklic, Milenko Iliktarevic, Semir Krivic, Almir Kurt, Damir Kustura “Belvedere” nedir diye sorarsanız, ş u cümleyle açıklayabilirim: Kendi yakınlarının ölülerini "katillere” para teklif ederek bulmaya çalı ş an Bo ş nak kadınların mücadelesi.” Evet, insanın kendi katiline muhtaç olmak zorunda kaldı ğ ı o acı dolu hayat. Bosna topraklarından hâlâ cesetler çıkıyor. Bitmiyor bu ıstırab. Gözüya ş lı anaların yüreklerinde kaybolup gidiyor tüm cesetler. Bosna’ya ayak bastı ğ ınız an bu soykırımın ate ş ini hissedebiliyorsunuz. BM kontrolü altındaki Srebrenitsa'da 11 Temmuz 1995 tarihinde burada görevli Hollanda askerlerine sı ğ ınan Bo ş naklardan 8 bin yeti ş kin erkek ve 14 ya ş üstü çocuk, Ratko Mladiç komutasındaki Çetnik birliklerine teslim edildi. Teslim edilen Bosnalıların tamamı götürüldükleri fabrikalarda ve yollarda katledild...

Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar - M. Taha İnci

Resim
Osmanlı tarihi hikmetlerle dolu bir tarih. Ahilik teşkilatından vakıflara, askıda çorbadan yardım olaylarına, sahaflardan birçok insanlık onuruna yakışacak ve insan hassasiyeti gösteren binlerce hikmet, Osmanlı'da yer aldı. İslâm ahlâkı ile yaşayış tarzını hassas kurallara göre dizayn eden Osmanlı, sahaflar meselesini de göz ardı etmemiş ve büyük önem vermiştir. İsmail Erünsal hoca, Osmanlı kültür hayatında sahafların önemli bir payı olmasına rağmen sahaflık tarihi üzerine fazla bir çalışma yapılmadığını ve kaynakların yetersizliğini söyler. Zengin bir malumat olmadığını, arşivlerde ferman ve bazı tereke kayıtları dışında fazla birşeyin olmadığını fakat en zengin malumatı şer'i sicil kayıtlarınin ihtiva ettiğini açıklar. Kısmet-i Askeriyye Mahkemesi'nde bulunan 2.142 defter ve Beytülmal Kassamlığı'nda bulunan 1.000 civarında kayıtlar tahkik edilmiştir. Dükkanların yeri, hangi dükkanın nerede olduğu, dükkanlarda bulunan kitaplar ve ölen kişinin kitaplarının nere...

Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü

Resim
Yazar-psikolog Gündüz Vassaf “Mostari” kitabında adeta kayboluyor. Mostar’da yeniden dünyaya gelen yazar, kitabın bitiminde kendini oraya gömüyor.  “ Mostar’da günlerim, aylarım, bir türlü ayrılamadığım Köprübaşında geçti. Anı notları diye yazmaya başladıklarım ayakta bekleyen bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüştü.  Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprü’yü bekledim.” Vassaf’da “Mostar” başka bir dünyadadır. Köprüyü seyre dalar. Çekinir, geriler. 10 gün boyunca köprüden karşıya geçmek istemez. Zamanla köprüye alışır ve köprünün duvarlarına sokuşturulan sigara izmaritlerini ve oyuklarda biriken yağmur sularını temizlemeye başlar.  Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü kitabı, Vassaf’ın not defterine aldığı yazılardan oluşmaktadır. Küçük notlar biriktikçe Mostar’dan başka âlemlere ayrılan bir köprü olmaya başlamıştır bile. “Ben Köprü’yü sahiplendim, o beni zapt etti.  Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı,...

Tasavvuf Bâtın İlmidir Alınmaz Verilir

Tasavvuf, lügatta, ıstılahi manada, “Kalbi dünyanın fâni işlerinden ayırıp Allah sevgisi ile bağlamak. Tarikat ehli olmak” olarak geçer. Tasavvufun içinde, tefekkür, fikir, incelik, feraset, rahatlık, ruh, şuur, genişlik, kaybolmak, beklemek, estetik, bedî idrak... gibi manaları da bulabiliriz. Tasavvufu, “Tasavvufun Tarihçesi”, “Tasavvufun Başlangıcı” gibi Cemalettin Vatandaş tarzı kompleksli başlıklar atıp wikipedi formatında yazmayacağım. Tasavvufun tarihi gibi absürt bir düşünceye girerek “Hindistan'da falan filan yerde çıkmıştır” gibi klişe cümleler de etmeyeceğim. Tasavvufun bir hâl ilmi olması hasebiyle, anlatmaktan öte, onun nasıl bir yüzeyde durduğunu kendimin içinde bulunduğum his ve durum vesilesiyle anlatacağım.   Tasavvuf konusunda kelam eden veya yazı yazan âlimler her zaman şunu dile getirmiştir; “Tasavvuf bâtın ilmidir”. Tasavvufu bâtın ilmi olarak telakki ederiz. Nefsi terbiye yolunda sana verilen hâl makamıdır. Bu hâl ise takva yolundan geçer, ir...